19 Eylül 2012 Çarşamba

Küçük kağıtlara aldığım notlardan kurtulmaya çalışıyorum. Yanda sanırım "muhafazakar sanat olur mu? olmaz mı?" tartışmalarının yaşandığı bir dönemde takvim yaprağının arkasına aldığım küçük not görülüyor. Ne zaman nereden okumuşum da yazmışım hatırlamıyorum.

Bugünkü (19/09/2012) gazetelerde hükümetin baskısıyla devlet tiyatrosunda daha önce planlanın aksine Nazım Hikmet oyunu yerine Necip Fazıl'dan bir oyunu sahneye koyacağını okumamla bu notu buraya yazmaya karar verdim.

"Sanat gündeliğin karşısına dikilecek olandır. Yaşanan kültürün karşısına dikilmiş olan bir karşıt kültürdür. Egemenin dayattığı dünya tahayyülüne bir reddiyedir. O açıdan sanat da, sanatçı da bizatihi özleri itibari ile devrimcidirler. başka bir dünya yaratmaya soyunmasıyla tanrısal, mevcut hayat ile ilgili sorunlardan ortaya çıkmasıyla eleştirel olmak durumundadır."


Hiç yorum yok: