2 Aralık 2012 Pazar

BİZ

BİZ
Yazar: Yevgeni Zamyatin
Çeviri: Algan Sezgintüredi
Kategori: Roman, Bilim-kurgu
Sayfa Sayısı: 246
Orwell'in 1984'ünü, Ursula K. Le Guin'in Mülksüzler'ini ya da Yerdeniz serisini okuduktan sonra "BİZ" kesinlikle bünyede  yavan bir tat bırakıyor ve bir şeyler eksik kalmış duygusu uyandırıyor. Kitabın arka kapağında  Le Guin "şimdiye kadar yazılmış en iyi bilim-kurgu roman, klasik bir karşı ütopya" diye yazmış.  Le Guin mütevazilik göstermiş olsa gerek, şimdiye kadar değil de "o güne kadar" demeliymiş. Gerçekten de kitabın önemi yazıldığı koşullar ve yazıldığı tarih düşünüldüğünde ortaya çıkıyor.  Orwell'in 1984'ünün 1949'da ve  Le Guin'in  Mülksüzler'inin 1974 yılında basıldığını düşünürsek, bahsettiğim kitaplar için kesinlikle ilham kaynağı olarak gösterilebilecek BİZ'in 1920'de "yazılması" gerçekten etkileyici. Yazılması dedim dikkat ederseniz çünkü Rusça yazılan kitap Rusya'da hiç yayınlanamıyor. Nedenini az sonra açıklayacağım biraz sabır.

Yevgeni Zamyatin BİZ'i yazmamış olsa 1984 kesinlikle bildiğimiz 1984 olamaz, Ursula K. Le Guin belki de bilim-kurgu ya da distopya yerine çocuk kitapları yazıyor olurdu. Yok bu sonuncusu olmazdı herhalde. Ancak her iki yazar da epey etkilenmişler Zamyatin'den belli, iyi ki de etkilenmişler ayrıca. Böyle düşününce edebiyatın sürekliliği ve nesilden nesile üzerine koyularak bugünlere gelinmesi daha bir büyülüyor insanı. Vay diyorsun 1984'ü okurken aslında bir parça da BİZ'den okumuşum ya da bunun gibi şeyler işte. Çok duygulandım kelimelerle anlatamıyorum.

Neyse çok dağıtmadan kitaptan devam edeyim. BİZ'in 1920'de yazılmasından belki de daha önemlisi o yıllarda Rusya'da (Sovyetler Birliği'nde) yazılabilmiş olması. Ekim devriminin henüz üçüncü yılında özellikle toplum mühendisliği çalışmalarının yapıldığı sıralarda, tam da bunu hicveden bir eser yazmak her babayiğidin harcı olmasa gerek. Yat saatinden, kalk saatine, spor saatinden kimle kaç dakika seks yapılacağına dair, hemen her işin devletin bilgisi dahilinde yapıldığı, 1984'deki big brother gibi, devletin her yurttaşı adım adım izlediği uzak gelecekteki bir tek  devletten bahsediliyor romanda. Mutluluğun kaynağının matematikte, bilimde, mantıkta olduğu bunun dışındaki herhangi bir duygunun "mantıksız"lığından bahsediliyor, hayal gücünün gereksizliğinden. O kadar ileri gidiliyor ki ister istemez gerçeklikten uzaklaşıldığı ve düzene eleştiri yapıldığı hissini veriyor. İşte bu nedenle Rusya'da hiç bir zaman yayınlanamıyor.

Kitapta tek devletin makine gibi işleyen düzeni içerisinde en ufak bir farklılığın olmasına müsade edilmiyor ve farklı olan hastalıklı kabul edilip yok ediliyor. Böyle bir ortamda filizlenen bir aşk ve bir özgürlük hareketinin hikayesi ya da umudun hikayesi diyebilirim BİZ için ya da belki de BİZ'den BEN'e geçişin hikayesi demeliyim.


Kitaptan hoşuma giden ve not ettiğim iki parçayı yazmak isterim:
" Devrimler sonsuzdur. Bu sonuncu lafım çocuklara. Sonsuzluk çocukları korkutur ve çocukların iyi uyuması şarttır."
"Çocuklara bir şey anlatırsın, baştan sona her şeyi anlatırsın ve yine aynı şeyi sorarlar: Sonra? Sonra ne olur? Çünkü çocuklar en gözüpek filozoflardır. Ve gözüpek filozoflar her daim çocuk kalır."


Bilim kurgu yazarları için gelecekte ve bu dünyada geçen bir roman yazmak belki de alınabilecek en büyük risklerden biridir. Teknolojinin insanlığı nerelere götürebileceğini kestirip bir şeyler yazmak gerçekten de güç bir iştir. BİZ'de uzay aracının matematiksel hesaplamalarının tek kişinin sorumluluğuna bırakılması ve hesaplamaların kağıt kalemle yapılması, halen mektupla haberleşilmesi gibi noktalar günümüz okuyucusunun gözünden kaçmayacak, belki de kimileri için rahatsız edici bulunabilecektir. Ancak bir çok distopik eser için öncül olarak kabul edilmesi gereken bu kitabı yazıldığı şartları ve tarihi göz önüne alarak değerlendirirsek,   böyle bir eser yarattığı ve kitaptaki kahramanın aksine, her şeye rağmen hayal kurmaktan vazgeçmediği için Zamyatin'e teşekkür etmemiz gerekir.


Güzel kitap, okunası kitap.


6/10 

Hiç yorum yok: